ESMA ÜL-HÜSNA VE
KULLANIMI
Esma
ül-Hüsna’nın insanlara verilip verilmeyeceği ile ilgili ülkemizde öteden beri
bazı ihtilaflar bulunmaktaydı. Kadir, Aziz, Rauf v.b. isimlerin esma-ül
Hüsnadan olduğu ve insanlara verilmesinin yanlış olduğu söylendi ancak
ülkemizde bu isimlere azımsanmayacak sayıda karşılaşılması ortada bir tuhaflığa
işaret ediyordu. Toplum bile bile yanlış
mı yapıyordu?
Son zamanlara
bu tartışmaya bazı cemaat liderleri de katıldı. Bir Cemaatin bazı şirketlerinin
kayyımlara devredilmesi üzerine, Allah’ın (c.c) el-Kayyum isminin kayyımlara
verilmesi eleştirildi.
Bir başka
cemaat lideri Said Nursi’ye (r.aleyh.) Bediüzzaman
lakabının verilmesini, bedi’ isminin, Allah’ın el-Bedi’ ismi olduğunu ve
kullara verilemeyeceğinden hareketle, Bediüzzaman eleştirilerini bu iddia ile
çeşitlendirdi. Allah’ın, el-Mevla isminin Celaleddin-i Rumi (r.aleyh) için
kullanılıp Mevlana lakabının verilmesinden hareketle Mevlana eleştirildi.
Evvelen; Vahyin
Esma ül-Hüsna olarak belirlediği isimler, Araplar tarafından vahyin nüzulünden
önce de kullanılmaktaydı. Bu kelimeleri vahiy bizzat kendisi üretmedi. Bu
kelimelere yeni anlamlar yükledi. Ama bu kelimelerin vahiy öncesi anlamları
varlıklarını devam ettirdi. Esma-ül- Hüsna’nın vahyin yüklediği anlamı ile
kullanımı farklı, vahiy öncesi anlamı ile kullanımı farklıdır. Müfessirler,
vahyin Esma-ül Hüsna ve diğer kelimelere yüklediği anlamı, vahiy öncesi
kullanımını inceleyerek belirginleştirmeye çalışıyor bu nedenle.
İkinci olarak; “ …. İsm-i Azamdan ve her ismin azamlık
mertebesinden gelmiş.”[1]
Esma ül-Hüsnanın her birinin evrende değişik boyutlarda tecellileri bulunmakta.
Her ismin azamlık mertebesinde tecellisi sadece Allah içindir. Ancak bu isimler
diğer varlıklarda farklı derecelerde tecelli eder. Varlıklardaki sınırlı
tecelliler –haşa- Allah olarak değerlendirilemez.
Bu öncüllerden hareketle Esma-ül Hüsnanın
kullanımını inceleyebiliriz.
Esma-ül Hüsna elif lam (ال)takısı ile kullanıldığına
mutlak manada Allah’ın ismi olur. Başka bir şekilde düşünmek mümkün olmaz.
Mesela العزيز ,المولى gibi. Bu şekilde bu isimlerin insanlara
verilmesi elbette uygun değildir.
Ancak bu isimler elif lam (ال)takısı ile muzaf ileyh
olduğunda muzafına göre anlam kazanır. Yusuf Suresi العزيز 30 امرأت -azizin karısı -tamlamasında
olduğu gibi esma ül-Hüsna olarak anlaşılması asla mümkün olmaz.
Bediüzzaman lakabı bedi ve zaman isimlerinden
oluşan bir tamlamadır. Yukarda ki kullanıma uygundur. Bedi’ harika, güzel,
olağanüstü kelime anlamındadır. Bediüzzaman zamanın harikası v.b. anlamlara
gelir. Bu anlamı ile esma l- hüsna olarak düşünülmesi uygun değildir.
Bu kuralın tam karşıtı olduğunda da durum
aynıdır. Bu isimler elif lam (ال)takısız olup bir isme
muzaf olduklarında muzaf ileyhlerine göre anlam kazanır. رب البيت -ev
sahibi -tamlamasında رب esma-ül Hüsna olarak değerlendirilemez. Nahl
Suresi 76 ayetinde وهو كل على مولاه -
sahibine yük olduğu halde - cümleciğinde مولى isminin de Esma –ül Hüsnadan olması
düşünülemez.
Mevlana’ya Mevla isminin verilmesi tam da
konunun bu yönü ile ilgilidir. Mevla sahip, dost, veli kelime anlamına
sahiptir. Mevlana da sahibimiz, dostumuz, velimiz anlamındadır. Bu anlamı
insanlara verilmesinde bir sakınca olmadığı gibi aksine esma ül- Hüsna olarak
kullanılması sakıncalıdır.
Yine bu isimler elif lam (ال)takısı olmaz, bir başka
isme de muzaf veya muzaf ileyh olmazlarsa hangi isme yüklem olduklarına
bakılır. Allah’a veya Allah ile ilgili bir zamire yüklem olduklarında esma-ül
Hüsna; diğer varlıklara veya diğer varlıklarla ilgili bir zamire yüklem
olduklarında normal isim olarak değerlendirilir. Yusuf Suresi 55 ayette اني حفيظ عليم -
ben bilgili ve muhafaza ediciyim- cümleciğinde حفيظ عليم Yusuf’un yüklemi
olduğundan Esma ül- Hüsna olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.
Duhan Suresi 41. Ayette يوم لا
يغني مولى عن مولى – o gün hiçbir dost, dostuna yardım edemez- cümleciğinde
مولى kelimesi de esma –ül
hüsna olarak değerlendirilemez.
Doğrusu Kur’an-ı Kerim’de bu denli yaygın
kullanımı olan bu meselenin bu kadar gündem oluşturması hayret verici.
Fırtınayı bir damla suda koparmak gibi bir şey.